Sitemize Hoş Geldiniz...

Reklamı Kapat

c cerit tarihce 2

1.4. 2 Kıbrıs

Kıbrıs özellikle şekavette bulunup çevreye zarar veren Aşiretleri cezalandırma yeri olarak görülmüştür.  Aynı zamanda  yetkililer Kıbrıs’ta  Türk nüfusu çoğaltmak için bazı göçebe Türk boylarını zorla  da olsa buraya iskan etmeye çalışmışlardır.

1713 yılında İçel sancağına iskan olunan  Cerid Aşireti iskan yerlerinde durmayarak  yaylak ve kışlaklara göçmüşler ve yollarda ahaliye türlü  zararlar vermişlerdir.  Ahali perişan olmuştur ve devlete yapılan şikayetler neticesinde  7 Mart 1713 yılında  Kıbrıs adasına sürülmeleri yolunda  emir çıkmıştır.

Kıbrıs’a  sürülen Ceridler  hakkında  fazla bir malumatımız yoktur.  Bir kısım Ceridlinin bu sürgünden firar ettiği kaynaklarda   geçmektedir.

 

1.4.3 Hama-Humus

Bu bölgeye yoğun bir Cerid nüfusu iskan edilmemiştir.  İskanın amacı ise bu bölgedeki Arap nüfusuyla dengeyi sağlamak içindir. 1710 yılında Sakallı Ceridi’nin  Arap eşkiyasına  set amacıyla  Hama’ya Murat Paşa köprüsü ve Yeni Han’a iskanları hususunda emir verildiği fakat bunların gitmediği  aynı zamanda  tabi oldukları İfraz-ı Zulkadriye Mukatasına  da vergi vermedikleri merkeze bildirilince Sakallı Ceridi’nin zamlı bir şekilde vergilerini vermeleri  ayrıca bunların  yerleştirilmesi için  Adana  ve Maraş Beylerbeyi’ne  ve kadılara emirler verilmiştir. Hama iskanları  ferman olduğu halde gitmeyen Sakallı Ceridi’nin  iskan mahalline getirilmesi için harekete geçilip Rakka Muhafızı Vezir Yusuf Paşa bu işte görevlendirilmiştir.  1710’da bir kısım Türkmen cemaatiyle beraber Sakallı  Ceridi  de  Hama’ya iskan olunarak, malları iltizamına  zam olunmuştur.  Bu dönemde  Hama  ve Humus’a gitmeyen Sakallı Ceridi (1713)’te  2000 guruş vergi ile yükümlüydü. Görülüyor ki Osmanlı  devleti iskan işini sıkı tutup yerel yönetimlerin  katkısıyla sonuç almaya çalışıyordu.

 

1.4.4 Çukurova

            Bir çok konar-göçer Aşiret yazları Maraş’tan geçerek  Uzunyayla’ya  çıkar, kışları ise Çukurova’da  kışlarlardı.

            Ceridler de bu Aşiretlerden  biridir. Düzenli bir şekilde iskan çalışmalarını sürdüren  Osmanlı  devleti  1691 yılında; Kancı Ceridi, Dipgalı Ceridi, Göçer Ceridi, Derdili Ceridi, Kara-Hasanlı Ceridi’ni Ceyhan nehrinin üzerinde Kınık, Berendi, Ayas kazalarına yerleştirmiştir.

            Nurdağı’nın bir ucunda ve Çukurova’nın bir kenarında bulunulan Hacı Osmanlı köyüne  1865’te Osmaniye adında bir kasaba kuruldu. Buraya bir kısım Cerid Aşireti yerleştirildi.

Zaten  1860 yılında Çukurova’daki Cerid’in 1200 çadırdan meydana  geldiği görülüyor. Bu ceridlerin 37500 koyuna, 3500 keçiye, 2500 sığıra ve 188 deveye sahip olduğu  da biliniyor. Fakat sığır sayısı çok fazla gösterilmiştir. 1865’te Fırka-i İslahiye Çukurova’da görüldü. Bu iyi silahlı  ve  donanımlı Osmanlı taburunun amacı derebeyleri ortadan kaldırmak, oymakları da yerleştirmekti. Oymaklar kışlak ve  yaylaklarından  birine yerleşebilecekti. Cerid’in büyük çoğunluğu kışlakları olan  Çukurova’ya yerleşmeye karar  verdiler. Bu yerlerin toprakları verimli olduğu için bu Ceridlerin iktisadi durumları iyidir. Bugün Çukurova’nın Ceyhan kazasındaki  Cerid köyleri şunlardır:

 

1.      Tatarlı

2.      Altıgöz

3.      Bekirli

4.      Azizli

5.      Veysiye

6.      İmran

7.      Hamdili

8.      Değirmendere

9.      İseli

10.   Hürü Uşağı

11.   Ceyhan Bekirli (Öteki adı Kazıkçı Bekirli)

12.   Alma Gülü

13.   Yolak

14.    Mustafa Beyli (Bu köyde  bir miktar göçmen  de yaşamaktadır.)

13 köyde sadece Çukurova Ceridlerinin oturdukları görülür.  İşte Anadolu’nun Türk yurdu haline gelmesi de böyle olmuştur.

 

1.4.5        Harran

Ekonomisi tarıma  dayanan  Osmanlı Devleti  ziraat alanlarını canlandırmak için  konar-göçer topluluklardan yararlanma yoluna gitmiştir.  1720 yılında Keskin sakinlerinden  150 hane yine  Keskin sakini olup Ceride tabi Bab-ı Altun cemaatlerinden  bir kısım  hane Harran ovasına  yerleştirilerek  bu bölgeyi eşkiyadan korumak ve ziraatla uğraşmak şartıyla  bazı vergilerden muaf tutulmuşlardır. (Halaçoğlu, 1991: 129)

            Burada dikkat edilecek bir husus; Osmanlı Devleti  konar-göçerlerin  yerleşik düzene  geçerek ziraatla uğraşmaları için  ve ayrıca eşkıyayla mücadele ederek ülkenin iç huzurunu sağlamaları durumunda teşvik anlamımda  ödüller vermesidir.  Bu ödül ise genelde vergiden muaf tutma, vergiyi hafifletme tarzında idi. Unutulmamalıdır ki Osmanlı  devleti bir vergi  devletiydi. Vergiden muaf tutmak ise  o dönem için iyi bir ödüllendirme  biçimiydi.

 

1.4.6 Keskin

            Rakka iskanından kurtulan  Silsipür Ceridleri Kırşehir ve  Ankara’ya bağlı Keskin kazasına  yerleştiler. Silsüpür Ceridi  XVI. y.y Bozulus arasında yaşayan Sultan Hacılı Ceridi Obasıdır.  XVII. yüzyılda  Silsüpür Ceridi  adını almıştır.  Ankara-Bozok(Yozgat) yöresinde yaşayan Silsüpür Ceridi XVI. yüzyılın sonları ile XVII. yüzyılın  başlarında yaşayan bir beyden adını almıştır.  Silsüpür Bey’in  nesli “Silsüpür Oğulları” adıyla varlığını günümüze kadar sürdürmüştür. Rakka iskanından  kurtulup Kırşehir ve Ankara’ya bağlı Keskin kazasına yerleşmişlerdir. Kırşehir’de   sekiz Cerid köyü vardır. Bunlardan; Hamit köyü, Silsüpür Beyleri’nin yaşadığı  köydür. Keskin bölgesinde  yine sekiz Cerid köyü vardır. Yozgat ve Çorum’da da Cerid köyleri vardır.  Bunlarda Silsüpür Ceridinden olmalıdır.

 

Kırşehir’de Cerid Köyleri:

  • Hamit
  • Çebişli
  • Bebli
  • Kızıl Osmanlı
  • Ayvalı
  • İğdeli
  • Göç Beyli
  • Kel İsmail

 

Keskin’de Cerid Köyleri

  • Cerid Kale
  • Cin Ali
  • Barak
  • Seyfli
  • Tokazlı
  • Çamırabatmaz
  • Cerid Mumlusu
  • Beşler

Yukarıda  bahsedildiği gibi Silsüpür Cerid’in  boy kütüğü bu güne kadar gelmiştir. (Sümer, 1988:

Ayrıca Silsüpür Ceridi’nden bir kısmı Kırşehir civarındaki Çiçek  Dağı havalisinde harabe köylere 1729’da yerleştirilmiştir.

Bu bölgede iskan olunan Ceridler  günümüz Türkiye’sinde  kendilerini gerek kültürel ve gerekse sanatsal anlamda ön plana çıkarmışlardır.

 

 

 

 

1.4.7 Maraş ve Maraş Dolayları

Maraş yöresini; Cerid Aşireti konar-göçer dönemlerinde genel  de yaylak olarak kullanmıştır. Kışlarını  Çukurova’da geçiren Ceridler yazın Göksun, Elbistan, Binboğa, Engizek, Cerid  ve Berid yaylalarına göçerlerdi. Bir  zaman sonra bu yaylalarda Aşiret kavgaları çıktı. Avşar Aşireti ile Bozdoğanlı Aşireti, Cerid Aşireti ile Tacirlü Aşireti  birleşerek iki taraf uzun yıllar  birbiriyle savaştılar.

1563 Maraş Tahrir Defterinde; Elbistan’a bağlı Hurman Nahiyesine bağlı Çatalpınar yine Elbistan’a bağlı Orta Niyabet nahiyesinde Eshabül Kehf’e bakan bir kısım Cerid, Orta Niyabet nahiyesine bağlı Cerid Üzeyiri, Cerid Togan Mezrası ve Aynül Arus Nahiyesine bağlı Norşun Hanı Köyünde Cerid’ten  Zekaryalu Cemaati yaşarlardı.  Bu nahiyeler Elbistan’a, Elbistan’da Maraş merkeze bağlıydı.Bu bahsedilen  yerlerde 800 civarında Ceridli yaşamaktaydı.

Maraş merkeze bağlı  Ahsen Dere nahiyesine dahil Kızılkandil köyünde Cerid boyundan 50 civarında Cerid ziraat ederdi

Maraş merkeze bağlı   Zeytun nahiyesine dahil Kapukaya Köyü, Karakütük Köyü, Cectepesi mezrası, Adatepe mezrası, Küçük Elce Tepe mezrası, Adatepe mezrasında yaklaşık olarak 1000 civarında   Ceridli tarımla uğraşıyordu.

Maraş’ın Bertiz nahiyesinde; Akpınar Köyü, Bozoklu Köyü, Alınviran Köyü, Çam Seküsü Köyü, İsa Seküsü köylerinde  670 civarında  Ceridli ziraat ederdi.

Maraş’ın Karahayıt nahiyesi; Yağma Köyünde  220 Cerid  ziraat ederdi.

Omanlı  devleti, vergi toplama  hususunda  çok titizdi. 1563 yılında  böylesine kapsamlı bir çalışma ve vergilerin her nevisini  tek  tek yazma  şaşılacak bir durumdur.  Bizim için başka bir husus ise 16. y.y.da  Ceridi Aşiretine  mensup insanların  yerleşik düzene geçip tarımla uğraşmış olmalarıdır.  Buğday, arpa, soğan, ceviz  ve  benzeri ürünleri yetiştiren Ceridler kendi rızalarıyla yerleşik  hayata geçmişlerdir.

1563 Maraş Tahrir Defterinde  2750   dolaylarında  Ceridlinin bahsedilen  yerlerde  yerleşik olarak yaşadığını görüyoruz. O dönemde göçebe Ceridler hakkında sayı itibarıyla malumatımız yoktur. Bilindiği gibi Cerid Aşireti Dulkadirli’ye bağlı idi. 1695’te Zulkadriye’den ifraz edilince İfraz-ı Zulkadriye mukataası olan cemaatlerle beraber Cerid Aşireti Ümmi Sultan’a Has  tayin edilmiştir.

XVII. yüzyılın sonları ile  XVIII. Yüzyılın başlarında  Maraş bölgesi Ceridleri Çobanoğulları tarafından  idare ediliyorlardı. 1707 yılında Çobanoğlu Kasım ile Bayezidoğlu Mehmed’in kötü hareketlerde bulundukları ve haydutluk yaptıkları bilinmektedir.

1850’li yıllarda  Maraş’da Cerid obalarını  Emirzeoğlu isminde biri yönetirdi. Cerid Aşiretinin  bu bölgede on dört obası vardı. Bunlar:

                                
   <<< 
SAYFA 1             SAYFA3        >>>      SAFYA 4


 
KURULDUGUMUZDAN BU YANA 250906 ziyaretçi EDE BURDAYDI.SAGOLSUNLAR VAR OLSUNLAR

Bugün 140 EDE Sitemizi Ziyaret Edip 156 Defa Sayfaları Kliklemiştir.

"Merhaba ziyaretçi, IP adresin 3.137.198.143" Burdasın = > c cerit tarihce 2



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol